Kendini Başkası ile Kıyaslama
Çocuklukta başlar kıyaslama cümleleri. Büyükler “Bak onun dersleri de iyiymiş; falancanın kızı gitar çalabiliyormuş…” gibi birçok cümle kurar. Büyükler tarafından akranlarla kıyaslanan kişi kendini başkalarıyla kıyaslamayı öğrenir. Kendinden iyi durumdakileri gördükçe, daha iyi olmak için çabalar; kötü durumda olduğunu düşündüğü kişileri fark ettikçe, halinden memnuniyet duyar.
Herkes kendi başarılarını ve önemini değerlendirme çabası içindedir. Kıyaslama davranışı bu çabanın bir sonucu olarak ortaya çıkar.1 Kıyaslama; kişinin kendine ve toplumdaki yerine bakışını, performans göstermedeki verimliliğini ve esenliğini etkileyen bir eylemdir.2,3 Kıyaslamanın kişi üzerindeki etkileri kendinden kötü ya da iyi durumda görülen kişi ile kendini karşılaştırmaya göre değişiklik gösterir.3
İyi durumda olduğu düşünülen kişi ile kendini kıyaslama
İnsanlar; kariyerinde, sosyal ilişkilerinde ya da spesifik alanlarda iyi durumda olduğunu düşündüğü kişilerin özelliklerini kendi özellikleri ile karşılaştırır. O kişinin neden daha iyi performans sergilediğini anlamak ister. Bu karşılaştırmanın amacı genelde, benzer performansı sergileyip başarıya ulaşmak olur.
Hedefler doğrultusunda motivasyon kaynağı ve yol gösterici olan kişilerin başarı hikayelerini bilmek kendi yolunu çizmek için fayda sağlar.3,4 Hayat boyunca farklı kişiler değişik alanlardaki başarılarından dolayı rol model haline gelir. Mesela, kişi kendiyle aynı meslekte birinin kariyerindeki başarısını takdir edip onun gibi olmak isteyebilir. Rol model alınan kişinin adımlarını takip etmek ve onun deneyiminden dersler çıkarmak, hedeflenen başarıya ulaşmaya yardımcı olur.3,4
Kişinin gelişimi için motivasyon kaynağı olabilen kıyaslama davranışı, kendindeki eksikliklere odaklanmayı artırdığında sorun haline gelir. Özellikle model alınan kişinin başarısına ulaşamayınca kişi, kendini yargılamaya başlar. “Ben yetersizim, başaramam, onlar gibi olamam, hep böyle geride kalacağım.” gibi cümleler ile kendisini küçümser. Sonuçta yoğun ve uzun süreli üzüntü, hayal kırıklığı, kendisine ve çevresine yönelik öfke duyar. Kendine karşı yargılarının ve yoğun duygularının üstesinden gelemeyip anksiyete ve depresyona varan psikolojik sorunlar geliştirebilir.5,6,7
Sosyal medya üzerinden kendini kıyaslama
Sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile başkalarının başarı tablolarına erişmek çok kolay hale geldi. Akademi, kariyer, sosyallik, müzik gibi alanlarda yeteneklerini sergileyen birçok kişiye tek tıkla ulaşılabilir. Kendinden daha iyi durumda olduğu düşünülen kişiler görülebilir. Sonuç olarak sosyal medyanın etkisi ile kişi, kendini daha fazla başkalarıyla kıyaslamanın içinde bulur. Örneğin, sürekli gezen ve mutlu bir imaj veren hesapları takip etmek, her gün işe gidip gelen ve hiçbir aktiviteye katılmayan bir kişinin hayatından memnun olmamasına neden olur. Örnekteki kişi tek bir video veya hesap görerek memnuniyetsizlik duymaz. Sosyal medyayı her açtığında kendisinden daha özgür yaşayabilen, daha iyi yaşam şartlarına sahip birçok kişiyi görerek “Ben neden bu hayatı yaşamıyorum.” sorgulamasına başlar. Ancak sürekli daha iyiye maruz kalıp kendi yaşam şartlarını eleştirmekten öteye gitmezse memnuniyetsizliği artarak devam eder.7
Kötü durumda olduğu düşünülen kişi ile kendini kıyaslama
Kıyaslamak deyince neden akla hep kendini eksik görmek gelir? Oysa insanlar, kendilerinden kötü durumda olduğunu düşündükleri kişileri gözlemleyerek mevcut durumlarından memnun olmayı başarır. Bu kıyaslama, kendi başarılarını takdir etmek için bir motivasyon olur.1,3
Diğer yandan; kendini kötü durumda görülen kişi ile kıyaslamak, kişisel gelişim çabasının önüne geçerek sorun haline gelebilir.3 Kişinin elde ettiği başarılar önemlidir. Fakat başarının devam etmesi için öğrenmeye ve çabalamaya devam etmek gerekir. Bir üniversite öğrencisini düşünelim. Dersinin ilk sınavından geçme sınırında bir not alır. Bu öğrencinin ana motivasyon kaynağı sınıf arkadaşları ise aldığı notu diğer öğrencilerin aldığı not ile kıyaslar. Geçer not alamamış öğrencilere odaklanıp rehavete kapılırsa “Bu kadar çalışmak dersi geçmem için yetiyor.” diye düşünür. Dönem boyunca yeni konular anlatılır, daha detaylı bilgiler paylaşılır. Eski bilgilerini unutmadan biriken bilgileri öğrenebilmesi için ilk sınav için çalıştığından daha fazla çalışması gerekir. Ancak kendinden daha kötü not alan öğrenciler ile kendini kıyasladığı için yeterli çabayı göstermeyen öğrenci dersi geçemez.
Herkes yorucu bir iş yükünden kaçmak ister. Kötü durumda olanla kendini kıyaslamak, içine girmek istenmeyen yoğun çabadan kişiyi korur. Kişi, kendinden kötü durumda olanı iş yükünden kurtulmak için bir dayanak olarak kullanır. Ancak çabalamaya devam etmeyen, başarılarını devam ettirmekte zorlanır. Sonuçta yetersizlik hissine kapılır; üzüntü ve öfke duyar. Bu duygular nedeniyle tekrar başarılı olmak için motive olmakta zorlanır.
Kıyaslamanın istenmeyen sonuçları ile baş etmek
Farklı yaşamları görüp merak etmek, başkalarının hayatlarına özenmek doğaldır. Kendini sürekli iyi ya da kötü durumda olanla kıyaslayan kişi; üzüntü, öfke, kaygı gibi duygular hissedebilir.8 Kendini sık sık başkalarıyla kıyaslamak, bu duyguların çok yoğun hissedilip taşınamaz hale gelmesine neden olur. Kişi kendiyle ilgili olumsuz düşüncelere kapılır. İstenmeyen duygu ve düşünceleriyle baş etmek için farklı yöntemlere başvurur. Bazen, bireysel çaba etkili ve yeterli olmaz. Bunun sonucunda kıyaslama, kişinin hayatında sorun haline gelir. Kişinin kıyaslamanın verimli tarafından faydalanması için Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT); duygu düzenleme ve sıkıntılara çözüm odaklı bakabilme becerilerini kişiye kazandırır. Böylece kişi, kıyaslama sonucunda ortaya çıkan sorunlar ile baş edebilir.