Ölüm Kaygısı
Ölüm, bir gün ölecek olmak, yakınlarımızın öleceği düşünmesi zor ve acı verici bir gerçektir. Birçoğumuz ölümden kaygı duyarız ancak bu gerçeğin gölgesinde kalmadan yaşamımızı sürdürürüz. Ancak bazı kişilerin ölüme yönelik kaygısı hayatını zorlaştıracak düzeyde olabilir.
Ölüm kaygısı
Literatürde tanatofobi (thanatophobia) olarak da geçen ölüm kaygısı; kişinin kendi ölümünden, acılı ve zorlu bir şekilde ölmekten sıkıntı ve kaygı duymasıdır.1 Kaygı normal bir duygu olduğu gibi, ölümle ilgili kaygılanmak da oldukça normaldir. Ancak ölüme yönelik kaygı yoğun bir hal aldığında ve kişinin yaşamının farklı alanlarında sıkıntı yaratmaya başladığında bir sorun haline dönüşür.
Ölüme yönelik kaygısı soruna dönüşen kişiler özellikle:2,3,4
- Yoğun tedavi gerektiren bir hastalığa yakalanmak,
- Tedavi gerektirecek bir hastalığın geç farkına varmak,
- Tıbbi yardıma ulaşmanın zaman alacağı ortamlarda bulunmak (örneğin şehirden uzak bir yazlık evinde olmak),
- Güvende hissedilmeyen bir ortamda bulunmak (daha önce gidilmemiş bir şehirde tek başına olmak),
- Ölümü hatırlatan ortamlarda bulunmak (örneğin hasta ziyaretine gitmek, cenaze törenine katılmak vb.)
gibi çeşitli ortak durumlardan kaygı duyarlar. Aynı zamanda zihinlerinde devamlı olarak ölüme, zorlu ölüm sürecine, acı çekerek ölmeye yönelik düşünceler döner durur.4
Ölüm kaygısına yönelik kaçınmalar
Ölüme yönelik kaygısı sorun halini aldığında hissettiği kaygı kendisine sıkıntı verdiği için kişi ölümle ilişkili gördüğü ve tehdit olarak algıladığı “riskli” durumlardan kaçınır.4 Örneğin; hastalanarak ölmemek için sıkça doktora başvurabilir, güvende hissetmediği yerlere gitmeyebilir, hasta olan yakınlarını ziyaret etmemeyi tercih edebilir. Çeşitli durumlardan kaçındıkça kişi ölümle ilişkilendirdiği riskleri engellediğini düşünür ve ölüme yönelik kaygısı bir süre için azalır. Öte yandan bu kaçınmalar, kişinin risk olarak gördüğü durumların gerçekten ölümle sonuçlanıp sonuçlanmayacağına yönelik gerçekçi risk değerlendirmesi yapmasının önüne geçer. Dolayısıyla kişi kaçındığı durumlardan kaygı duymaya, onları risk olarak görmeye ve bu durumları ölümle ilişkilendirmeye devam eder. Ayrıca riskli gördüğü durumlardan kaçındıkça ölüm kaygısıyla başa çıkabilme becerileri kazanamaz.5 Dolayısıyla kaçındıkça kişi bir süre için ölüm kaygısını azaltsa da, uzun süreli olarak kaygısını devam ettirir.
Ne yapabilirsiniz?
Ölüme yönelik kaygınız yoğun bir hal aldıysa ve hayatınızın aile, iş, okul, sosyal gibi farklı alanlarında zorlanmaya başladıysanız yetkin bir uzmandan destek alabilirsiniz. Bilişsel Davranışçı Terapi ya da kısa adıyla BDT’nin kaygı sorunlarına yönelik tedavi etkisinin yüksek olduğu bilimsel araştırmalarca gösterilmiştir.6,7,8,9 Ölüm kaygısına yönelik yapılan çalışmalar, benzer şekilde, BDT’nin ve özellikle davranışçı terapi yöntemlerinden üstüne gitme yönteminin iyilik hali sağlamada etkili olduğunu ortaya koymuştur.4,10,11