image

Karanlıkta Kalanlar: Çocuklarda Cinsel İstismarı

Çocuk ve “cinsel istismar”, “evlilik”, “çocuk gelin” gibi sözcükleri aynı cümle içinde kullanmak ne kadar da zor. Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde artış gösteren, bizi derin etkileyen ve her defasında ürperti içinde okuduğumuz çocuklara yönelik cinsel istismar haberleri çok yıkıcı ve bir o kadar da travmatik olaylardır. Biliyoruz ki; çocuklara yönelik her türlü ihmal ve istismar yüzyıllardır her toplumda var olmuş önemli bir toplumsal sorundur. 

Cinsel istismar nedir? 

Dünya sağlık örgütü çocuk istismarını; çocuğun her türlü fiziksel, psikolojik ve cinsel olarak bir yetişkin tarafından kötü muamele görmesi olarak tanımlar. Çocuğa yönelik cinsel istismar ise; psikososyal gelişimini tamamlamamış bir çocuğun yani gelişimsel olarak tam olgunlaşmamış bir çocuğun bir yetişkin tarafından zorlanarak, mecbur bırakılarak, kandırılarak, alıkonularak cinsel uyarılma amacıyla kullanılmasıdır.1 Bu istismar çocukla cinsel içerikli sohbet etmek, sorular sormak, cinsel bölgelere dokunmak, okşamak, teşhircilik ya da cinsel eylemlerin izletilmesi, çocuk pornografisi ya da tecavüze kadar tüm cinsel zorbalığı içerir. 

Zannettiğimizden çok daha fazla…

Cinsel istismar vakalarında istismarcının çocuğun tanıdığı, bildiği, hatta güvendiği biri olma ihtimali oldukça yüksek değerlendirilir. Bir çocuk izlem merkezinde yürütülen çalışmada istismarcıların çoğunlukla (%42.2) çocuğun sosyal çevresindeki kişiler olduğu, aile içi ensest oranının  ise %15.7 olduğu belirtilmiştir.2  

Çocuklara yönelik cinsel istismar oranına baktığımızda; 2022 yılında Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı bir çalışmada yirmi yaşın altındaki 120 milyon genç kadın ve kız çocuğunun zorla cinsel ilişkiye maruz kaldığı belirtiliyor. Her 5 kadından 1’i ve her 13 erkekten 1’i çocukluk döneminde yani 0-17 yaş arasında cinsel istismara uğradığını bildiriyor.1 Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise 2021 yılında 24 bin 367 çocuğun cinsel istismara uğradığı rapor edilmiştir.3 Cinsel istismar istatistiklerinde gördüğümüz rakamlar sadece rapor edilen ve kurumlara yansıyan vakalardır. Cinsel istismarın belirlenmesi ve rapor edilmesindeki zorlukları düşündüğümüzde bu oran gerçek sayıların oldukça altındadır. Ailenin cinselliği ayıp ve konuşulamaz olarak nitelendirmesi, var olan istismarı yok sayması, diğerlerinin duymasından utanması, çocuğun damgalanması korkusu, aile ve toplumsal tüm faktörler istismar edilen çocuğun yaşadığı istismarı dile getirmesine engel olabilmektedir. Bu durum bize asla göz ardı edilmemesi gereken bir gerçeği gösterir; çok daha fazla çocuk cinsel istismara uğramaktadır. 

Çocuğa cinsel istismarın sonuçları

İstismara uğramak çocukların fiziksel, cinsel ve psiko-sosyal gelişimlerini hem kısa hem de uzun vadede  olumsuz etkilemektedir. Cinsel istismarın kısa vadeli etkileri, istismarın hemen ardından ortaya çıkar ve çocuğun yaşıyla ilişkili olarak farklı fiziksel, psikolojik, bilişsel ve davranışsal belirtilerle kendini gösterir. Kısa vadeli etkileri açısından erken çocukluk döneminde oyuncak bebeklerin cinsel bölgelerine odaklı oyunlar oynamak, yaşıyla uyumsuz cinsel içerikli konuşmalar yapmak, buna benzer resimler çizmek gibi cinsel davranışlar görülebilir.4 Okul çağı döneminde daha çok kaygı ve korkular, uykusuzluk, dikkat eksiklikleri, iştahta azalma, sessizlik görülmektedir.5 Ergenlerde ise istismar sonrasında travmatik stres belirtileri, uykusuzluk, anksiyete, depresif duygularım, özgüven eksiklikliği, intihar düşünceleri, alkol ve madde kullanımı, gelişigüzel cinsellik yaşama davranışları görülebilmektedir.

Çocuklarda cinsel istismara uğramanın uzun vadeli olumsuz etkilerine baktığımızda; kısa dönemde  ortaya çıkan olumsuzlukların uzun dönemde kronikleşmesi ve artarak devam etmesi söz konusudur. Cinsel istismarın uzun vadeli olumsuz etkileri arasında travma sonrası stres bozukluğu, kronik depresyon, anksiyete6, madde kullanımı, riskli davranışlar sergileme, akademik başarıda düşüklük, sosyal ilişkilerde geri çekilme, olumlu sosyal bağlar kuramama ve ilişkiyi sürdürememe7, intihar düşünceleri ve/veya girişimleri, öğrenme bozuklukları, yeme bozuklukları8, nörolojik hasarlar ve fiziksel sağlığın bozulması ortaya çıkmaktadır.9 Cinsel istismarın en sık karşılaşılan uzun vadeli etkisi ise travma sonrası stres bozukluğu ve depresyondur.9

Cinsel istismarı önlemek ve istismara uğrayan çocuklara destek olmak için neler yapılabilir?

Çocuğa yönelik cinsel istismarın engellenmesinde ailenin, toplumun ve kurumların önemli sorumlulukları vardır. İstismarın fark edilmesi, bildirilmesi, çocuğun güvenliği için tedbirler alınması, sağlıklı ebeveynliğin öğretilmesi, istismarcıya caydırıcı cezaların uygulanması, toplumda çocuğa yönelik cinsel istismar ile ilgili farkındalık oluşturulması çocukları korumak için atılacak önemli adımlardır. Cinsel istismara uğrayan çocukların iyileştirilmesi sürecine baktığımızda  çocukları için var olan durum ayrıntılı değerlendirilmeli ve her çocuğa özel bir müdahale planlanmalıdır. Burada çocuğun ebeveynleri ile çalışılması, çocuğun fiziksel sağlığını da temel alan farmakolojik/tıbbi tedaviler planlanması gerekebilir. Ruh sağlığına yönelik tedavilere baktığımızda ise yapılan araştırmalarda cinsel istismara uğramış çocuklarda özellikle istismarın uzun vadeli etkileri olan travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin azaltılmasında, depresyon, anksiyete, saldırganlık ve artan cinselleşmiş davranışların azaltılmasında en etkili müdahale Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) olarak karşımıza çıkmaktadır.11,12 

Unutulmamalıdır ki çocuğun cinsel istismarı bir çocuk hakkı ihlalidir ve bu istismarı önlemek tedavinin en etkili olanıdır.



Betül Çetintulum Huyut

Klinik Psikolog, Bilişsel ve Davranışçı Terapist

Yayımlandığı Tarih: 04/04/2024
image

Kaynaklar

  1. World Health Organization. (2020). Child Maltreatment. Erişim adresi: https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/child-maltreatment
  2. Aksüt, Y. (2020). Çocuk cinsel istismarının sosyolojik analizi Malatya Çocuk İzlem Merkezi uygulaması. Yüksek Lisans Tezi. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya.
  3. Türkiye İstatistik Kurumu (2020). Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2015-201. Erişim adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Guvenlik-Birimine-Gelen-veya-Getirilen-Cocuk-Istatistikleri-2021-45586
  4. Kendall-Tackett, K. A., Williams, L. M., & Finkelhor, D. (1993). Impact of sexual abuse on children: a review and synthesis of recent empirical studies. Psychological bulletin, 113(1), 164.
  5. Green, A. H. (1993). Special Article: Child sexual abuse: Immediate and long-term effects and intervention. Journal of American Academy of Child and Adolescent Psychiarty, 32(5).
  6. Gardner, M.J., Thomas, H.J. ve Erskine, H.E. (2019). The association between five forms of child maltreatment and depressive and anxiety disorders: A systematic review and meta- analysis. Child Abuse Neglect, 96, 104082.
  7. Maing, D. M. (1991). Patterns of psychopathology in sexually abused girls.Yayınlanmamış doktora tezi, Windsor University, Ontario, Canada.
  8. Waller, G. (1993). Association of sexual abuse and borderline personality disorder in eating disordered women. İnternational journal of eating disorder, 13(3), 259-263. 
  9. Felitti, V. J. (1991). Long-term medical consequences of incest, rape, and molestation. Southern medical journal, 84(3), 328-331.
  10. Perkonigg, A., Kessler, R. C., Storz, S., & Wittchen, H. U. (2000). Traumatic events and post‐traumatic stress disorder in the community: prevalence, risk factors and comorbidity. Acta psychiatrica scandinavica, 101(1), 46-59.
  11. King, N. J., Tonge, B. J., Mullen, P., Myerson, N., Heyne, D., Rollings, S., …& Ollendick, T. H. (2000). Treating sexually abused children with posttraumatic stress symptoms: A randomized clinical trial. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 39(11), 1347-1355.
  12. Cohen, J. A., Mannarino, A. P., Berliner, L., & Deblinger, E. (2000). Trauma-focused cognitive behavioral therapy for children and adolescents: An empirical update. Journal of interpersonal violence, 15(11), 1202-1223.